Glial Tümörlerde Angiogenezis ve Prognoz İlişkisi
Anahtar Kelimeler:
Angiogenezis, CD31, endotelial marker, glial tümör, prognostik faktörÖzet
Amaç: İntrakranyal tümörlerin yaklaşık % 40-45’ini glial tümörler oluşturur. Her yaş grubunda görülebilen bu tümörlerin mortalite ve morbiditelerinin yüksek olması nedeniyle, özellikle prognoz ve yeni tedavi yöntemlerinin saptanmasına yönelik pek çok çalışma mevcuttur. Son zamanlarda yıllardır bilinen prognostik faktörlerin dışında yeni bir parametre üzerinde durulmaya başlanmıştır: Anjiogenez. Bu konuya yönelik çalışmalarda CD31’in endotel hücreleri için çok özgün olduğu bildirilmektedir. Bu çalışmadaki amaç, CD31 antikoru boyanma yoğunluğu ve oranı yardımıyla glial tümörlerde yeni gelişen damarların özelliklerinin yaş, cins, tümör histolojik gradı, histolojik özellikler ve sağkalım süresi ile ilişkilendirilerek prognozdaki yerini irdelemektir.
Yöntem: Bu makalede İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’na 1995-2000 yılları arasında gelen ve “glial tümör” tanısı alan, immünohistokimyasal incelemeye uygun 36 olguda, CD31 antikoru kullanılarak damarların boyanma yoğunlukları, damarlanma tipleri, yaygınlıkları ve anjiogenezin bilinen prognostik faktörlerle karşılaştırılması incelendi.
Sonuç: Elde edilen sonuçlar, kanallar oluşturan-telenjiektatik ve solid-glomerüloid tip vasküler proliferasyonların, tümör büyümesi ve gelişmesi sırasında tümöral dokunun artan kanlanma ve beslenme gereksinimini karşılamakta temel rol oynadığını düşündürmektedir. Bu bulgular literatürdeki sonuçlar ile beraber değerlendirildiğinde, bu tiplerin anjiogenezin farklı aşamalarında rol oynadığı ve tümörlerin progresyonunda önemli olduğu düşünülmüştür.